AB Siber Güvenlik Politikaları ve Uyum Süreci
AB Siber Güvenlik Politikaları ve Uyum Süreci
Avrupa Birliği’nde Siber Güvenliğe Yaklaşım: Ortak Bir Dijital Kalkan
Avrupa Birliği (AB), dijitalleşmenin ivme kazandığı günümüz dünyasında, siber güvenlik politikalarını yalnızca teknolojik bir önlem değil; aynı zamanda hukuki, stratejik ve diplomatik bir zorunluluk olarak ele almaktadır. Dijital altyapılara yönelik artan tehditler karşısında, Avrupa’nın dijital egemenliğini korumak ve birlik üyeleri arasında ortak bir güvenlik çerçevesi oluşturmak amacıyla önemli düzenlemeler hayata geçirilmiştir.
AB’nin siber güvenlik politikaları; Avrupa Siber Güvenlik Ajansı (ENISA) öncülüğünde geliştirilmekte olup, hem kamu hem de özel sektörü kapsayan bütünsel bir yaklaşımı temel alır. Bu bağlamda, sadece kurumlar değil, bireyler de dijital güvenlik zincirinin bir parçası olarak görülür. 2020 yılında kabul edilen “Avrupa Siber Güvenlik Stratejisi”, bu kapsamda yürürlüğe giren en güncel ve kapsamlı planlardan biridir.
Kritik Politika Belgeleri: NIS Direktifi ve Yeni Yasal Çerçeve
AB siber güvenlik mevzuatının temel taşlarından biri, Ağ ve Bilgi Sistemlerinin Güvenliği Direktifi (NIS Directive)‘dir. 2016 yılında yürürlüğe giren bu direktif, ilk defa birlik çapında bir siber güvenlik yükümlülüğü tanımlamıştır. Kritik altyapılarda faaliyet gösteren enerji, sağlık, ulaşım ve finans gibi sektörlerin dijital sistemleri, bu direktif kapsamında minimum güvenlik gerekliliklerine tabi tutulmuştur.
Ancak dijital tehditlerin artmasıyla birlikte NIS2 Direktifi olarak adlandırılan yeni düzenleme 2023 itibarıyla devreye alınmıştır. NIS2, sadece daha fazla sektörü kapsamakla kalmamış, aynı zamanda ceza mekanizmalarını da sertleştirerek üye devletlerin ulusal siber güvenlik kapasitelerini artırmaya yönelik daha bağlayıcı yükümlülükler getirmiştir.
Yeni dönemde tedarik zinciri güvenliği, risk yönetimi, olay bildirim zorunluluğu ve kurum içi yetkilendirme sistemleri gibi alanlar AB mevzuatına dahil edilmiştir. Bu, siber saldırıların yaygınlığına karşı daha dayanıklı bir dijital Avrupa oluşturma çabasının göstergesidir.
Türkiye ve AB Siber Güvenlik Uyum Süreci
AB ile uyum sürecinde olan Türkiye, siber güvenlik alanında Avrupa standartlarını yakalamak adına çeşitli yasal ve kurumsal adımlar atmıştır. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planları, bu anlamda Türkiye’nin AB ile paralel politikalar geliştirme çabasını yansıtmaktadır.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesindeki USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi), AB’deki CERT yapılarının yerel karşılığı olarak işlev görmekte; kamu ve özel sektör arasında koordinasyonu sağlamaktadır. Ancak Türkiye’nin halen NIS2 direktifine tam uyum sağlamadığı; özellikle bildirim yükümlülükleri, sektörlerin sınıflandırılması ve siber güvenlik olgunluk seviyeleri konusunda altyapı geliştirme ihtiyacının sürdüğü uzmanlarca ifade edilmektedir.
Öte yandan, Avrupa’daki projelere katılım sağlayan Türk teknoloji firmaları ve kamu kurumları, Horizon Europe gibi fon mekanizmaları aracılığıyla ortak siber güvenlik projelerinde aktif rol oynamaktadır. Bu, hem bilgi transferini hem de mevzuat uyumunu kolaylaştıran bir gelişmedir.
Dijital Egemenlik İçin Ortak Güvenlik Kültürü Şart
Siber güvenlik artık sadece bilişim departmanlarının sorumluluğunda olan teknik bir konu değil; devletlerin ulusal güvenlik stratejilerinin merkezinde yer alan bir alan haline gelmiştir. AB’nin siber güvenlik politikaları, sadece üye ülkeleri değil, gümrük birliği veya adaylık ilişkisi bulunan tüm ülkeleri doğrudan etkilemektedir.
Bu bağlamda Türkiye’nin, AB siber güvenlik politikalarına uyum sürecini hızlandırması; sadece mevzuat uyumu değil, ekonomik ve siyasi ilişkilerin sürdürülebilirliği açısından da kritik önem taşır. Ortak tehditlere karşı ortak refleksler geliştirmek, yalnızca daha güvenli bir dijital gelecek değil, aynı zamanda daha bütünleşmiş bir Avrupa anlamına gelir.
Comments
No comment yet.